İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Osman El Jundi, klima kullanımında dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin değerlendirmede bulundu.
Klima sistemlerinin iç mekan havasından ısı ve nem çektiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Osman El Jundi, “Bu, içerideki ısıyı dışarıya aktaran kapalı bir devredeki soğutucu akışkan sirkülasyonu ile sağlanır. Ayrıca sistemde nem seviyelerini düşürmek için nem gidericilerin yanı sıra toz ve diğer partikülleri toplamak için filtreler bulunur. Klima ve solunum sağlığıyla ilgili endişeler çok yönlüdür. Klima akciğerleri etkileyebilecek kuru hava, havada artan partiküller ve kirleticiden kaynaklanan düşük hava kalitesi gibi çeşitli potansiyel mekanizmaları içerir” dedi.
Klima sistemlerinin havayı soğuturken genellikle iç mekan nem seviyelerini düşürdüğünü, nemin uzaklaştırılmasının ise iç mekan ortamlarının aşırı kurumasına yol açabileceğini kaydeden Dr. Öğretim Üyesi El Jundi, “Kuru havaya uzun süre maruz kalmak, solunum yollarındaki mukoza zarlarını kurutabilir. Bu durum, tahrişe ve iltihaplanmaya yol açarak solunum yolu enfeksiyonlarının daha kolay yerleşmesine neden olabilir. Belirtiler arasında boğaz kuruluğu, öksürük ve soğuk algınlığı ile gribe karşı artan duyarlılık yer alabilir” diye konuştu.
Klima sistemlerinin toz, polen, evcil hayvan tüyü ve diğer alerjenleri tekrar dolaşıma sokabileceğini belirten Dr. Öğretim Üyesi El Jundi, “Bu durumun etkisiyle alerjisi veya astımı olan kişiler, bu partiküllere maruz kaldıklarında semptomlarının şiddetlendiğini görebilirler. Alerjenler, bağışıklık tepkilerini tetikleyerek hapşırma, öksürme ve ciddi vakalarda astım atakları gibi semptomlara yol açabilir” dedi.
Uygun şekilde bakımı yapılmayan klima sistemlerinin küf, bakteri ve diğer zararlı mikroorganizmaların üreme alanı haline gelebileceği uyarısında bulunan Dr. Öğretim Üyesi Osman El Jundi, “Bu maddelerin havada dolaşmasından dolayı iç mekan hava kalitesi düşük olabilir. Küf sporları ve bakterileri astımı şiddetlendirebilir, alerjik reaksiyonlara ve solunum yolu enfeksiyonlarına yol açabilir. Aşırı durumlarda, küfe uzun süre maruz kalmak uzun vadeli solunum sorunlarına neden olabilir” ifadelerini kullandı.
Çok sayıda çalışmanın, klima ile solunum sağlığı arasındaki ilişkiyi inceleyerek hem potansiyel riskleri hem de faydaları vurguladığını belirten Dr. Öğretim Üyesi El Jundi, klima kullanımının astım ve alerjiler, lejyoner hastalığı ve Hasta Bina Sendromu ile bağlantılı etkilerine dikkat çekti.
Dr. Öğretim Üyesi El Jundi, bu hastalıkları şöyle sıraladı:
Dr. Öğretim Üyesi Osman El Jundi, potansiyel risklere rağmen klimanın solunum sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:
Klimanın sağladığı konfor ile potansiyel sağlık riskleri arasında bir denge kurmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi El Jundi, sözlerini şöyle tamamladı:
“Farkındalık ve proaktif önlemler, solunum sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri önemli ölçüde azaltırken, bireylerin serin ve konforlu bir iç mekan ortamının faydalarından yararlanmasını sağlayabilir. Klima, aşırı hava koşullarından korunmamızı sağlayarak ve iç mekan konforunu artırarak yaşam tarzımızda devrim yaratmıştır. Ancak akciğer sağlığı üzerindeki potansiyel etkisi, dikkate alınması gereken geçerli bir endişedir. Klimanın solunum sağlığını nasıl etkileyebileceğini anlayarak ve bu riskleri azaltmak için pratik stratejiler uygulayarak, bireyler sağlıklarından ödün vermeden klimanın faydalarından yararlanabilirler. Düzenli bakım, doğru havalandırma ve dikkatli sıcaklık düzenlemesi, klima ikileminin üstesinden gelmenin ve herkes için sağlıklı ve konforlu bir yaşam ortamı sağlamanın anahtarıdır.”