Yüksek ekonomik değeri nedeniyle, zıpkın ve olta balıkçıları tarafından avlanan lagos türü, son yıllarda popülasyonu azalarak tükenme noktasına geldi.
Uluslararası Doğa Koruma Birliği Kırmızı Listesi’nde yer alan lagosun avlanması, üreme dönemi olan yaz aylarında yasaklandı.
Av yasağı bulunmayan dönemde de 50 santimetre altında avlanması yasak olan tür, nesli azalan türler arasında yer alıyor.
Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, yaptığı açıklamada, “Deniz içerisine birçok av aracı bırakılıyor. Bunların hepsi, hayalet ağ olarak geçiyor. Konyaaltı Plajı’nda yaptığımız son dalışta oltacıların attığı oltaya yakalanmış ancak kopmuş misinadaki balığı bir lagos yutmuş. Lagosun ağzına olta iğnesi takılmış, diğer oltalar arkasında.
En çok üzüldüğümüz şey ise bu oltaların ucuna ıslak mendillerin takılmasıydı. Çünkü ıslak mendiller denizde kaybolmuyor. Lagos haliyle zor hareket ediyor ve kaçamıyordu. Onu yakaladık ve misinayı ağzından çıkarmaya çalıştık. Ancak oltayı balıkla beraber yuttuğu için misinayı kesmek zorunda kaldık” dedi.
Prof. Dr. Gökoğlu, deniz içerisinde tutulmuş bir balığı yutan bir balıkla karşılaştıklarını aktararak, “Oltada yem olmasa dahi bu tür kalıntılar diğer balıklar için risk oluşturuyor. Akdeniz’deki en büyük tehlikelerden biri de ıslak mendiller. Deniz içerisinde çok fazla ıslak mendil var. Bunlar denizde parçalanmıyor ve ekosistem içerisinde kalıyor.
Bunların yapısı plastik olduğu için mikroplastikler de oluşuyor. Burada asıl önemli olan ıslak mendilin oltaya takılması ve balığın uzun süre onu taşıması. Çok kötü bir manzara. Yurt dışında görüyoruz denizleri, sokakları pırıl pırıl. Bizim denizlerimizde canlılar resmen ölüme terk ediliyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Gökoğlu, denizlerin korunması için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini vurgulayarak, “Denizlerimizi korumak için hepimize görev düşüyor. Denize çöp atmamalıyız. Denize atılan ıslak mendil, sigara izmariti gibi atıklar deniz canlıları için büyük tehlike oluşturuyor. Denizlerimize sahip çıkalım” ifadelerini kullandı. (DHA)